30 Ağustos 2010 Pazartesi

---->Kara Kedi <----

İnternette ne yapsam ne yapsam aklıma kedi resimlerine bakmak geldi.Nasıl bir kedi olsun.. Kara kedilere bakıyım dedim.Hoşuma giden resimlere bakarken kara kedinin tarihçesine rasladım okumaya başladım... Oldukça ilginç geldi ... Bende paylaşmak istedim.^^ Ama ondan önce küçük bir anımı da paylaşmak isterim :P



Çok küçüktüm kaç yaşındaydım hatırlamıyorum.Evde kimse yok.Neden dış kapının oraya gittiğimi hatırlamıyorum ama dışkapının oradaki camın arka tarafında bir kara kedi .. Nasıl beni korkutmuşlarsa artık;kediyi görür görmez yere yığıldım.Korkudan başladım avazım çıktığı kadar ağlamaya.Ağlamaktan sesim kısıldı,gözlerim sızlamaya başladı boğazım acımaya başladı,ama kedide tık yok oda o kocaman iri gözlerini dikmiş bana bakıyordu. o baktıkça ben ağlıyordum hehe:P çocuk aklı işte evin dışında ne olacak sanki orda oturup zırlayana kadar gitsene içeriye hehe :P sonra uzun süre sonra annem geldi de kara kediden kurtuldum hehe :P Hiç unutmam bunu aklıma geldikçe gülesim gelir.. :P :P

Herneyse iştee Kara Kedi !!! ... ^^


Bir insanın önünden siyah renkli bir kedi geçmesinin uğursuzluk getireceğine ilişkin inancın kaynağının milattan önce 3000′li yıllara, eski Mısırlılara dayandığı biliniyor. O devirde kediler kutsal bir canlı olarak görülüyordu. Hatta siyah dişi kedilerin tanrıça olarak kabul edildikleri kazı çalışmaları sonucu çıkan duvar kabartmalarından anlaşılmaktadır.

O devirde Mısır’da kedileri hastalık ve ölümden korumak için kanunlar bile yapılmıştı. Evin kedisinin ölmesi aile için bir felaketti. Aile fakir veya zengin olsun fark etmez, kedi mumyalanır, çok güzel kumaşlara sarılır, hatta mezarında yanına kıymetli taş ve madenler bırakılırdı.

Kedilerin Mısırlıları bu kadar etkilemesinin sebebinin çok yüksek yerden düştükleri zaman bile yara almadan kurtulmaları olduğu sanılıyor. Kedinin dokuz canlı olduğu inancı o zamanlarda gelişmiştir. Medeniyetler geliştikçe insanlarda kedi sevgisi de arttı. Hindistan’da, Çin’de kediler insana en yakın hayvan oldular. O devirlerde, bugünkü inanışın aksine kedinin birisinin önünden geçmesi o kişi için şans demekti.

Kedilerden, özellikle siyah kedilerden nefret, Hıristiyanlığın kendinden önceki kültürleri ve onların sembol kabul ettiği şeyleri yok etme güdüsü ile ortaçağda, İngiltere’de başladı. Bağımsız, bildiğini yapan, “inatçı” ve “sinsi” karakteri, sayılarının da şehirlerde aşırı artması ile birleşince, kediler gözden düştü.

O yıllarda evinde kedi besleyenler yalnız yaşayan fakir ve yaşlı kadınlardı. Yine o yıllar büyücü ve cadı inancının tüm Avrupa’da histeriye dönüştüğü yıllardı. Siyah kedi besleyen bu kadınların kara büyü yaptıklarına dair kampanyalar başlatıldı. Siyah kedilerin geceleri şeytana dönüştükleri konusunda korku dolu halk hikayeleri üretildi.

Cadı konusu bir paranoyaya dönüşünce birçok zavallı kadın kedisi ile birlikte yakıldı. Fransa’da kral 13. Louis bu uygulamayı yasaklayana kadar her ay binlerce kedi yakıldı. Sonra da kedilerin popülaritesi tekrar yükselerek arttı.

"Elif's Diary" ALINTIDIR !!!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder